Güney Ege - 2 Marmaris Civarı - 1

KÜNYE

Tarih : Temmuz 2011
Süre : 4 gün
Rota : Güney Ege - Marmaris Civarı


YOL HİKAYESİ

GÜZELÇAMLI'DAN TURUNÇ'A


Salı günü yollardayız. Güzelçamlı'dan yola çıkıyoruz. Söke üzeriden Bodrum'a doğru yol alıyoruz. Niyetimiz Bodrum Marmaris arasındaki kıyı şeridini görmek. Bodrum'a inerken Güvercinlik'ten sola sapıyoruz. Mumcular'a geliyor ve kayboluyoruz. Denize ulaşmamız lazım. Mumcular etrafında bir iki tur attıktan sonra Yeniköy yolunu buluyor ve devam ediyoruz. Dağlarda ulu ağaçların altında bozuk yollarda ralli yapıyoruz bir süre.
Bir yanlışlık yaptığımızı düşünürken Çökertme'yi ve denizi buluyoruz. Çökertme, küçük ve sakin, kafa dinlenebilecek bir yer izlenimi veriyor. Yol burada bitiyor, geri dönüyor, Ören levhasını takip ediyoruz.
Deniz kenarından devam ediyoruz, sonrasında yine tepelerdeyiz ve aşağıya doğru tekrar indiğimizde muhteşem manzarasıyla Akbük koyunu görüyoruz. Yakından görmek için sağa dönüyoruz. Giriş yine tutulmuş, içeriye girmiyoruz. Herşeyden uzakta bir doğa harikası burası. Yapılaşma yok. Deniz ve orman, temiz ve güzel.

akbük

akbük
Biz yola devam ediyoruz. Aradığımız manzaranın içersindeyiz. Yeşil tepeler ve mavi bir deniz var etrafımızda. Döne döne gidiyoruz. Ferah. Bu güzelliklerin hırpalanmamış, yağmalanmamış olmasına seviniyoruz. Bu güzergahın son noktası Akyaka. İçeri girmeden yol üstünde köylü kadınları gördüğümüz yerde hemen oturuyor ve gözlemeleri indiriyoruz mideye. Yine keyiflendik. Şöyle bir dolaşıyoruz arabayla. Güzel bir tatil kasabası izlenimiyle çıkıyoruz buradan.
Yol bizi Marmaris'e doğru götürüyor. Denize ulaştığımız yerde sağa dönüyor ve İçmeler'e kadar gidiyoruz. Sonrasında yine dağ tepe ormanların içine dalıp tırmanıyoruz ve son durak Turunç'a doğru iniyoruz. Manzara güzel.

MARMARİS - TURUNÇ


Otelimize yerleşiyoruz. Oteli beğeniyoruz ve kafamız rahat uyuyoruz. Çarşamba gününü Turunç'a ve dinlenmeye ayırıyoruz. Temiz bir denizi, geniş bir sahili var. Plaj ince çakıl. Plajın hemen arkasında cafeler sıralanıyor. Onların arkasında ana caddede de cafeler, barlar devam ediyor. Sakin ve huzurlu. Akşam bile rahatsız edici bir ortam oluşmuyor.

turunç
Perşembe günü sabah erkenden otelden çıkıyoruz. Kıyıda bizi bekleyen tekneye biniyoruz. Hava güzel, deniz güzel. Teknede olması gereken kadar insan var, bangır bangır müzik yok. Ve teknedeki sevimli köpek Sinba da ortama neşe katıyor.  Tertemiz koylarda denizin keyfini çıkarıyoruz. Gebekse Koyu bunların içinde akımızda kalanı.

gebekse koyu
Cuma günü arabaya atlıyoruz, civarı geziyoruz. Turunç'tan çıkıp Bozburun yoluna dönüyoruz. Ormanların içinde yol alıyoruz. Biraz kayboluyoruz. Bayırköy'den sonra yol da bozuk. Biraz da ralli yapıyoruz. Önümüze Turgutköy çıkıyor. Doğru yoldayız. Orhaniye ve Hisarönü kıyılarında devam eden yol tekrar içeriye dönüyor ve Marmaris'e ulaşıyoruz. Biraz uzun oluyor ama henüz hedefe ulaşmadık.

ÇAMLIKÖY - SEDİR ADASI 


Devam ediyoruz. Muğla yolundan Sedir Adası levhasını görüp dönüyoruz. Çamlıköy'deyiz. Yeşil içinde kaybolmuş çok güzel bir doğa köşesindeyiz. Kıyıdan kalkan motorlara biniyoruz. Sedir adasına doğru gidiyoruz. Hafif bir rüzgar, yeşil ve mavinin kokularını burnumuza getiriyor.
Adaya çıkıyoruz. Kleopatra plajı merakıyla yürüyoruz. Plaj hayal kırıklığı yaratıyor. Fotoğraflarına hiç benzemiyor; küçük ve o anlatıla anlatıla bitirlemeyen kumlar da özel bir görüntü vermiyor. Zaten kumsala girişe izin verilmiyor. Neyseki deniz güzel. Açık bir mavi ve ayaklarımızın altında beyaz bir kum var. Tadını çıkarıyoruz.

sedir adası-kleopatra plajı
Sonrasında adada kısa bir gezinti yapıyoruz. Gördüğüm en güzel tiyatrolardan birisini burada buluyoruz. Tiyatronun seyir kısmında oturunca yeşillikler arasından mavilikleri görebiliyorsunuz. İster tiyatro seyret, istersen doğayı. Ada turumuza devam ediyoruz. Kıyılarda çamların arasından denize uzanan kalıntılara baktığımızda orada yaşayan insanların çok şanslı olduğunu düşünüyoruz. Geri dönüyor ve tekrar denize girip adadan ayrılıyoruz.
sedir adası - tiyatro

Köyde kahvaltı yapacak bir mekan arıyoruz. Bir tanesini deniyoruz, Ersal Park. Tam 12'den vuruyoruz. Güzel bir mekanda çok güzel bir kahvaltı yapıyoruz.

Dönüşte Hisarönüne uğruyoruz. Denize giriyoruz. Kırmızıya çalan ince çakıl bir kumsalı var ama fotograflardaki kadar çarpıcı değil. Devam ediyoruz Kızkumu'nu da uzaktan seyrettikten sonra akşama oteldeyiz.

kızkumu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder