En Batı Amerika - 3 San Diego

KÜNYE

Tarih : Nisan 2011
Süre : 2 gün
Rota : San Diego


YOL HİKAYESİ

Sabah yine yollardayız. İlk hedefimiz pasifik. Seal Beach'de okyanusla buluşuyoruz, bu benim için bir ilk. Çok geniş bir kumsal. İskele üzerinde okyanusa doğru yürüyoruz. Bu ilk duraktan sonra rotamızı güneye çevirip sahil boyunca gidiyoruz. Hungtinton, Newport, Laguna Beach gibi yazlık bölgelerden geçerek San Diego sınırlarına giriyoruz. Yaklaşık 2-3 saat sürüyor. Geç çıktığımız için biraz geç kalıyoruz.

SAN DIEGO


La Lolla sahilinde mola veriyoruz. Burası zengin nufusun ağırlıklı olduğu bir bölgeymiş. Sahilde biraz yürüyoruz. Sakin, güzel bir ortamdayız. Kumsalın bir bölümünde koruma şeridinin arkasında keyif yapan deniz aslanlarını seyrediyoruz bir süre. Sonra biz de başka bir bölümde aşağıya iniyor, kuma ve suya ayak basıyoruz. Gözlerimizi ve kendimizi dinlendirdikten sonra devam ediyoruz.

la lolla-1
Otelimizi bulup yerleşiyoruz. Hampton Inn şehrin dışında Del Mar'a yakın. Otel şık ve temiz, hoşumuza gidiyor. Otelin hemen yanında bir benzinlik ve market var. Bu da bizim için avantajlı oluyor. Arabamız olduğu için merkeze uzaklığı da dert etmiyoruz.
Notlarımızda gezilecek çok yer var ama çok kısıtlı zamanımız var. Önceliği Balboa Park'a veriyoruz. Görkemli, nefis bir park. Ama çok büyük, sadece burayı gezmek bir gün alır. Müzelere girmiyoruz. Dışardan genel bir gezi yapıyoruz. Kaktüs ve gül bahçesini biraz daha detaylı geziyoruz.

balboa park-katüs bahçesi

balboa park-1
balboa park-2
Akşama doğru parktan çıkıyoruz. Arabayla genel bir şehir turu yapıyoruz. Şehrin okyanusa yakın bölgeleri çok güzel müstakil evlerle düzenli bir bölge. Loma Point'te güneş batışını seyretmek istiyoruz ama Loma Point yerine askeri üsse girmeye teşşebbüs edince şansımızı zorlamayıp, limanı sağımıza alıp devam ediyoruz. Coronado köprüsünden Coronado adasına geçiyoruz. Burada da kısa bir tur atıp sahilde okyanusla içiçe sigaramızı içip dönüyoruz. Artık akşam oluyor. Old Town denilen bölgede arabamızı parkedip dolaşıyoruz. Birbinden güzel hediyeliklerin satıldığı dükkanlarda bayağı vakit geçiriyoruz. Cadde amerikanın diğer yerlerinde olduğu gibi karanlık ama canlı. Meksika yemeklerini tatmak için ideal bir yer burası. Güzel mekanlar var. Biz işlek ve biraz salaş olan bir tanesine giriyoruz. Meksika yemeklerinden gözümüze kestirdiğimiz ikisini sipariş ediyoruz. Devasa menüleri bitirdiğimizde üstümüze çöken ağırlıkla otele atıyoruz kendimizi.

Sea World


Sabah hedefimiz sea world. Yine sabah 10 gibi giriyoruz parka. Planımızı yapıyoruz ve başlıyoruz. İlk durağımız yunuslar ve balinaların gösterisi. Hayatımda ilk kez balina görüyorum. Bu hayvanların eğitimleriyle ilgili duyduklarımız kafamızı kurcalıyor ama burada böyle bir şey olmadığına inanıyoruz, hatta kazanılan gelirle doğal yaşamın desteklendiği söyleniyor. İnşallah perde arkasında sorunlu durumlar yoktur diyoruz. Sonrasında köpekbalıklarının etrafımızda dolaştığı dev akvaryumu geziyoruz, çok yakından görüyoruz, bu da bir ilk. Deniz aslanlarının gösterisi de ilgi çekici. Sonra penguenleri görmeye gidiyoruz. Devamında kutup yolculuğuna çıkıyoruz. Her yer beyaz ve balinalar da beyaz. Çok güzeller. Önce yukarıdan seyrediyoruz, sonra aşağıya iniyor ve suyun altından seyrediyoruz. Çok keyifliydi bu devasa güzellikleri bu kadar yakından seyretmek.


Biraz da adrenalin diyoruz. Rafting benzeri bir şey görüyoruz. Deniyoruz, çok keyifli değil ve bayağı da ıslanıyoruz. Hava sıcak neyseki. Deniz üstünde süzülen bir teleferik var. Onu da deniyoruz. Sonrasında shamu şova gidiyoruz. Buradaki en güzel şovlardan birisini bu balinalardan seyrediyoruz.


Bu şovlardan sonra evcil hayvanlar şovu biraz vasat geliyor. Birkaç akvaryum geziyoruz, tropik balıkları görüyoruz. Yine akşam oluyor. Su dünyası tamam gibi. En sonu en iyisine bırakıyoruz. Çığlıkların geldiği girişe yakın su kaydırağındayız. Çok yüksekten 8 kişilik bir botla ve çığlık çığlığa suya son sürat dalan insanları seyrediyoruz. Tereddüt ediyoruz ama sonra uzun kuyruğu da göze alıp biniyoruz bota, yavaşça yükseliyoruz ve hızla suya dalıyoruz. İyiydi ama kısa sürdü derken yine yavaş yavaş yükseliyoruz ve en yüksekten dönerek hızla aşağı iniyoruz, savruluyoruz ve yine suya sert bir iniş yapıyoruz. Adrenalin zirvede çıkıyoruz parktan.
Yorgunuz ama yılmıyoruz, akşam yemeğini okyanus kenarında yiyeceğiz. Karanlık yollarda biraz kayboluyoruz ve biraz tesadüf okyanusu buluyoruz. Okyanus kenarında balığımızı yiyerek günü zirvede tamamlıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder