İtalya - 4 Cinque Terre

KÜNYE

Tarih : Eylül 2012
Süre : 2 gün
Rota : Cinque Terre

YOL HİKAYESİ

LEVANTO

Çarşamba sabahı Roma'dan yola çıktığımızda önümüzde 4 saat civarı bir yol vardı. Floransa'yı geçtikten sonra yine müthiş bir yağmur altındaydık. Levanto'ya yaklaştığımızda ormanlık bir alana girdik, yol kavislerle önce yükseldi, sonra alçalmaya başladı ve uzaktan Levanto gözüktü. Otel de tam bu noktada bir tepedeydi. Bu tepelerde öbek öbek evler var. Bunlar en küçüğü 20 en büyüğü 200 kişinin yaşadığı Levanto mahalle ya da köyleriymiş. Görüntü çok güzeldi, otelin bulunduğu yer de kilisesi, evleri, manzarası, sakinliği ile bizi daha en başta keyiflendirdi. Yağmur yakında yağmıştı, hava tertemizdi. Otele yerleştiktiğimizde saat 3'e geliyordu.



Aslında gelmeden önce burada denize girmeyi düşünmüştük ama hava biraz mahmurdu, biraz da geç kaldık ve vazgeçtik. Onun yerine Levanto'yu gezmek için arabayla 5-10 dakikalık bir yoldan kasabaya indik.
Gerçekten şirin tanımlamasına uygun bir yer. Deniz kenarında gezdik önce, keşke girseydik dedirten güzel bir kumsalı ve denizi var.


Kasabayı keşfetmemiz aslında birkaç saat sürdü. Ama akşam geç saatlere kadar ortalıkta dolandık. Alışveriş yaptık, kahvelerimizi içtik, dondurmamızı yedik. İtalya içersinde fiyatları en uygun yer burasıydı. Akşam yemeğinden sonra otele döndük.

CINQUE TERRE


Perşembe günü Cinque Terre'yi gezeceğiz. Bulunduğumuz bölge İtalyan Rivierası(Linguria) denen kıyı şeridinde. Bu kıyıda merkez Genova olmak üzere birçok güzel sahil kasabası bulunuyor. Bizim gezeceğimiz yer ise adını çevirirsek 5 köy bölgesi; Monterosso, Vernazza, Corniglia, Manarola, Riomaggiore.
Sabah arabamızı otelden aldığımız tarife göre bedava park edilebilen bir yere bırakarak tren istasyonuna yürüdük. Günlük cinque terre kartlarımızı alıp trene bindik.

En uçtaki köy olan Riomaggiore'ye ulaşmamız yarım saat sürdü. Trenden indikten sonra kısa bir tünelden geçip köy merkezine giriyoruz. Hava çok güzel, ortam çok kalabalık. Deniz kıyısına inmeden köyün tek sokağından yukarı doğru yürüyoruz. Sokağın sonunda daracık ara sokaklara dalarak tırmanmaya devam ediyoruz. Köyün kilisesine göz attıktan sonra köye hakim bir yoldan yürüyerek devam ediyoruz. Biraz sonra solumuza denizi alıyoruz, manzaramız çok güzel, oturup sigaraları tellendiriyoruz.  Devam ettiğimizde trenden indiğimiz sokağa birleşiyoruz. Buradan Manarola'ya giden yürüyüş yolunun başına geliyoruz. Bu yolun başlangıcındaki cafenin manzarası da mükemmel, burada da bir mola veriyoruz. Komşu köye gitmek için hazırız.


Manarola'ya yürüyeceğiz. Yolun başında biletlerimiz kontrol ediliyor ve aşk yoluna giriyoruz. Çok uzun bir yol değil. Yürümek yarım saatten az bir zaman alıyor. Yine solumuzda deniz, manzara süper. Yol boyunca her yere kilitler ve artık ne bulunduysa bağlanmış. Biz de ritüeli yerine getiriyoruz.


Yol bitti Manarola'dayız. Geldiğimiz köyden daha şirin bir ortam. Yine dar bir sokak etrafında yükselen evler ve sokak denize doğru iniyor. Sokağı izliyoruz, deniz içersine uzanan kayalıklardan denize girenler var ama bizce kastırmanın gereği yok. Sağa yukarı doğru çıkıyoruz, köyün manzarasını seyredip tekrar ana sokağa giriyoruz ve yemeğimizi burada yiyoruz. Bu köye de elveda deyip tren istasyonundan trene biniyoruz.


Corniglia'yı genel trende uyarak es geçiyoruz ve Varnezza'dayız. Burası da şirinlikte Manarola ile başabaş. Sokağı  ve deniz kenarı daha geniş. Burada küçük bir de kumsal alan var ama denize girmek bizce hala kastırmaca. Denize kenarındakı meydanında vakit geçiriyoruz, dinleniyoruz ve son köye doğru yola çıkıyoruz.




Monterosso en büyük köy. Hatta kasaba diyebiliriz. İki ayrı bölümü var. Trenden indiğimiz yerde geniş bir sahil şeridi, güzel bir kumsal var. Burada denize girilir, zaten denize giren bir çok insan var. Sahilde sola doğru yürüyoruz ve tünelden geçerek diğer bölüme geçiyoruz. Burası biraz diğer köylere benziyor ama yine de sahili çok daha geniş ve alan daha düz. İçeriye giren sokakta da biraz geziyoruz ve geri dönüyoruz.



Turumuzu 5 saat gibi bir sürede tamamlıyoruz. Aslında daha geniş geniş gezebilecek de zamanımız kaldı. Köylerin içinde ana sokağın dışına taşarak biraz daha köşe bucak gezilebilirdi. Biraz hızlı oldu ama yine de tadında ve keyifli oldu.

Köylerin ilki olan Monterosso hariç diğerleri birbirine benzer özellikler taşıyor. Denize açılan dar bir sokağın etrafında dik yamaçlara yerleşmiş evler. Sarp bir sahil şeridi. Tepelerde bağlar var. Araba yolu bu tepelerdeymiş. Sahil şeridi ve köy içlerinde arabaya yer yok. Tren de zaten tünellerden geçiyor. Buraya gelen insanların önemli bir bölümü yürümek için geliyor. Yaş ortalaması yüksek. Tepelerdeki yürüyüş yollarında iki köy arası yaklaşık 2-3 saat sürüyormuş ve manzara çok güzelmiş. Denemek gerek. Zaten köylerde buraların eski hallerini gösteren fotograflar var. Bağcılık yapan insanlarıyla orjinal yerlermiş. Şu an turistik ama orjinalliğini korumuşlar, yeni yapılar ve göz keyfini bozacak hiçbir şey yok. Takdir edilecek ve örnek alınacak bir durum. Karadenizdeki yaylalardaki başıboş gelişigüzel yapılaşmayı, apartmanları düşününce  iç geçirdim biraz.

Bu etabı da tamamladık. Gezinin bence en keyifli etabıydı. Şimdi tekrar şehirlere dönüyoruz. Son etapda Floransa ve Venedik'i gezeceğiz.

İKİNCİ AĞIZDAN LINGURIA 


Son etaba geçmeden önce yine direk görmediğimiz ama araştırmalar sonu edindiğimiz kısa bilgileri burada aktararak bitiriyoruz.
Liguria sahil şeridinde birçok kasaba ve şehir var. Bunlardan ilgimizi çekenlerden birkaçından çok kısa bilgiler:


Camogli

"Burada ticaret daha az, ölçüler daha küçük ve mütevazi. Çok lezzetli tatların yer aldığı restoranları, harika manzaraları var. Camogli’den teknelerle Portofino, Santa Margherita ve Rapallo’yu keşfedebilirsiniz."

Portofino

"Portofino için bir blog’da rastladığım “Portofino dediğimiz yer zaten küçücük bir koy, 50 adım sağa 50 adım sola olmak üzere U şeklinde yaklaşık 150 adımlık bir koy.” Cümlesi zaten her şeyi anlatıyor."

Rapallo

"Dingin denizi ve sakinliği ile Rapallo’ ya Datça’ nın italya versiyonu diyebiliriz. "

Viareggio

"Floransa’ya en yakın sayfiye kasabası burası. Upuzun kumsalları ile bence çok da güzel bir yer. Burada plajların çoğu özel, bu nedenle şezlong-şemsiye kiralamak gerekiyor. Fiyatlar aynı, 22 EUR. Şansımıza burada da deniz dalgalıydı ancak sanırım sürekli böyle. Dalga sörfü yapanlar doluydu. Cankurtaranlar 2 mt açılmamıza izin vermediler. Kumsal şiddetle tavsiye edilir. Bir de sahilin hemen gerisinde uzun bir yürüyüş yolu var. Neredeyse bütün mağazaları bulabilirsiniz. "

Bordighera, Lerici, Santa Margherita, Portovenere gibi kasaba ve şehirler de yine bu kıyıda yer alan güzel sahil yerleşimlerinden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder