Hasanoğlan'a Saygı

Uzun zamandır görmek istiyordum, nihayet gittim. Gördüklerim ne yazık ki bu ülkede çokça yaşadığım bir burukluk hissettirdi.

Köy enstitülerini sevenler, destekleyenler de var eleştirenler de. Enstitülerle ilgili bu tartışmalara ve uzun analizlere girmeyeceğim. Buradaki bakış açım sadece kurulurken harcanan emeğe duyduğum saygıyı belirtmek ve sonrasında ilgisizlik, vefasızlık sonucu oluşan yıkıma tepkimi ortaya koymak.


Hasanoğlan Köy Enstitüsü

Ankara'dan 35km uzakta Samsun yolu üzerinden ayrılıyorum ve birkaç km sonra şu anki Atatürk Öğretmen Okulu'nun kapısından giriyorum.

Mevcut Durum


Girişten düz devam edince enstitüden kalan yapıları görüyorum:
Üzerinde müze levhası bulunan kapısı kilitli bir bina, atölyeler, yatakhane, hamam olabileceğini düşündüğüm harap binalar. Ağaçların arasından ilerleyince durumu daha iyi olan bir açıkhava tiyatrosu, en uzak noktada ise lojman olduğunu tahmin ettiğim 10 tane ev yıkılmak üzereler. Restorasyon çalışmaları yapılan tek bina sinema salonu ve müzik odaları kompleksinden oluşuyor.

Sağ tarafta futbol sahası, sanırım eskiden lojman olan birkaç ev ve yine eskiden estitüye ait olan ama şimdi başka kurumlara verilmiş alanlar, binalar mevcut.

Sol tarafta yeni okul yapıları var. Bunların arkasında yine lojman olabilecek evler var. Evlerin bir kıs yaşam belirtisi de görülüyor ama genel itibariyle dökülüyorlar.


İnternetten bulduğum bir kroki. Bütün yapılar gösterilmemiş ama bir fikir veriyor.

Gezdikçe geçmişi düşündüm, kafamda canlandırmaya çalıştım, hüzünlendim. Ama daha çok sinirlendim ve üzüldüm. Öğretimin devam ettiği bölümlerin etrafında kalan bütün esntitü binaları savaştan çıkmış gibi. Bir kısmı yıkılmış. Ayakta kalmaya çalışanlarla kendi haline bırakılmış. İçlerine atılan ve sonrasında unutulan malzemeler bina ile birlikte çürümüş. En uç bölgedeki lojmanları içleri tinerciler mesken olmuş gibi görünüyor; talan edilmişler, içlerinde ateş yakılmış. Açıkhava tiyatrosunun da bir ara yazları çay bahçesi olarak kiraya verildiğini duydum.
Kısacası en azından çok basit birkaç önlemle korunabilecek olan yapılar için hiçbir şey yapılmamış ve mezbelelik haline getirilmiş.
İlginç gelen bir nokta da yapılan bir çalışma ile ağaçlara cinsleri ve yaşlarını belirtir levhalar asılmış. Binalar için ise tahmin ve hayal gücünüzü kullanmanız gerekiyor.

Tarihi


Öncelikle çok ana hatlarıyla enstitüler ve Hasanoğlan köy enstitüsü ile ilgili bilgi vereceğim.

Köy enstitiüleriyle ilgili çalışmalar düşünce bazında cumhuriyetin ilk yıllarıyla başlamış. 1936-1937'de ilk örneği oluşturulmuş. 1940'da ilgili kanunla çalışmalar başlamış ve Türkiye'nin 21 ayrı bölgesinde kısa sürede enstitüler kurulmuş. Bütün bu çalışmalar 2. dünya savaşı döneminin zorluklarında tamamen kendi düşünce ve el emekleriyle ortaya kanmuş ve sonuca ulaştırılmış. Büyük bir özveri ve çaba gösterilmiş.
1946'da müfredatta değişiklikler yapılmış, sonrasında 1954'de öğretmen okullarına dönüştürülerek enstitü olarak faliyetleri sonlandırılmış.




Hasanoğlan'ın 15. enstitü olarak, 1,5 km uzunluğunda 750m genişliğinde bir alanda 10 temmuz 1941' de temeli atılmış. Diğer enstitülere öğretmen yetiştirecek bir yüksek enstitü olarak düşünülmüş. Hastane, fırın, santral, hamam, atölyeler, yemekhane, yatakhane, spor tesisleri planlanmış.
Yapım öyküsü ibretlik, detaylarıyla aşağıdaki yazıda okuyabilirsiniz:

hasanoglan-koy-enstitusu-kurulurken

Enstitüler kapatıldıktan sonra; okul alanın doğusu bir şerit halinde, 1500 metre uzunluğundaki alan, belediyeye park düzenlemesi için, ilk uygulama okulu binası, jandarma karakoluna, revir (hastane) binası Kız Meslek Lisesi’ne, ilk çocuk yuvası ve oyun alanı, belediye çocuk bahçesine, Kız Meslek Lisesi’nin devamı olan çam ağaçları arasındaki bir bölüm, Atatürk Anıtı ve Hasan Ali Yücel Parkı yeri olarak belediyeye devredilmiş.
Ankara-Kayseri tren yolunun alt tarafında kalan sebze bahçesi, Milli Eğitim Bakanlığı Ders Aletleri Yapım Merkezi’ne, tahıl ekim alanları Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Akademisi’ne verilmiş.
Bağ evi ve meyve uygulama alanları Çevre ve Orman Bakanlığı birimlerine aktarılmış.

Kuruluş günlerinden ve günümüzden fotoğraflarıyla nerden nereye gelindiğini takip etmeye çalışalım.
Fotoğrafların zaten herşeyi anlatacağını düşünüyorum.

1941 Yılı


hasanoğlan enstitüsünün yapımı için diğer enstitülerden gelen öğrenci ve öğretmenlerin barındığı çadırlar




en yakın Lalahan istasyonundan getirilen malzemeler

2013 Yılı


açıkhava tiyatrosu



lojman evler

lojman evler



binanın içine camdan baktığınızda mezbelelik görünüyor

atölyeler - sanırım birkaçı hala kullanımda


harabe ve mezbelelik halinde binalar



hamam olduğunu düşündüğüm yapı yıkılmak üzere

sanırım atölye  - artık yıkılmış

sanırım burada savaş olmuş

birisinin kafasına yıkılmak üzere bekliyor

2012 öncesi sinema binası

2012 öncesi sinema binasının içi


sinema binasında 2012 yılında restorasyon başlamış

Sonuç 


Büyük bir emek sonucu yapılan binlar yıkılmaya terkedilmiş, bir çoğu son günlerini yaşıyor. 2009 yılından itibaren kurtarılması için bir takım çalışmalar başlamış ve somut olarak sinema binası restorasyonu devam ediyor. Bu iyi bir adım ama bunun dışında bir gelişme görünmüyor. Zamanında bu kadar büyük işlerin bütün zorluklara rağmen aylarla ifade edilen zaman dilimlerinde yapıldığını düşünürsek kurtarma çalışmaları çok yetersiz.

İnşallah burası kısa zamanda kurtarılır ve düzenlenir.

Zamanında gösterilen çabanın önünde saygıyla eğilerek bitiriyorum.

1 yorum:

  1. Hem uygulama hem teorinin verilebileceği tastamam bir eğitim için yapılan kocaman bir hizmet; siyasi nedenlerle bu hale getirilmesi utanç verici. Annemde düziçinde olanından mezun kendi sebzlerini yetiştirip ekmeklerini yapmışlar, tiyatro oynamış ve bağlama çalmış. Ben okul hayatımda tiyatro izlemedim bile...

    YanıtlaSil