İnsanlık Tarihi - Bilimsel


Geçmişi öğrenmek için geriye doğru gitmeye çaba harcadığımda çok uzağa gidilemediğini, ilişkilerin kopukluğunu görüyordum. Bu belirsizlik ve boşluklar da bir sürü farklı teoriyle dolduruluyordu.
Bugünden geriye gidip bir yerlerde takılmak yerine başlangıçtan bugüne gelmeye çalışmanın bütünlüğü sağlamak açısından daha iyi olacağını düşünerek insanlık tarihine ilişkin bilgi toplamaya ve bunu kısa bir özet olarak buraya aktarmaya çalıştım.

İnsanlığın tarihine ilişkin farklı kaynakların farklı görüşleri var. Dinler, çeşitli öğretiler ve bilim farklı şeyler söylüyor. Hepsine kulak vermek gerektiğini düşünüyorum ama önceliği belgelere bulgulara dayanarak ilerlemeye çalışan bilime veriyorum. Bilimin ortaya koyduğu tarihi aktarmadan önce birkaç konuda açıklama yapmak da gerekli diye düşünüyorum.

Bilim ne kadar belgelere, bulgulara dayanmaya çalışsa da geriye gidildikçe bunlar yetersiz kalıyor ve büyük boşluklar oluşuyor. Dolayısıyla belli bir düşünce doğrultusunda kurgular yapılıyor. Bu kurgulara uygun teoriler üretiliyor.

Bilimsel bakış açısında herşey bugünkü insanın mantığında ve bir ilerleme bakış açısına dayandırılıyor. Dolayısıyla kurgular bunu temel alıyor.

Bugünkü insan bakış açısını da büyük oranda batılı düşünce oluşturuyor. Genelde bilmi yapan, kendini merkeze koyan ve kendi düşünce yapısını onaylayan kurgular üretiyor.

Sonuç olarak bilimsel dediğimiz bakış açısının da tarafsız ve kesinlik taşımadığını belirtmek gerekiyor. Zaten bilimsel kurgularda da birçok teori zaman içersinde kurguları da değiştirerek değişebiliyor.

Aşağıda aktarmaya çalışacağım kısa tarih özetini bilimsel teorilerin en çok kabul görenlerini dikkate alarak oluşturmaya çalıştım. Yukarda belirttiğim çekinceleri de son bölümde irdelemeye çalıştım.

Tarihi Süreç

Evrenin yaşı 20 milyar yıl.

Dünyanın yaşı 5 milyar yıl.

İlk canlıların dünyada görünmesi oluşumundan 1 milyar yıl sonra başlıyor.

İnsanlar ise evrimsel gelişimin bir halkası olarak çok sonra ortaya çıkıyor. Evrime göre insana giden yolda ayrım iki ayak üzerinde yürünmesi oluyor. Bu ilk insansılara ait olduğu söylenen fosiller 7 milyon yıl öncesine kadar gidiyor. Yer olarak ise Afrika'nın doğusu adres gösteriliyor.

İlk insanların (homo cinsi) tarihi ise 2,5 milyon yıl öncesi. Köken yine Afrika.
İnsanlar Afrikadan Asya ve Avrupa'ya yayılıyorlar. Ve gittikleri bölgelerde bazen soyları tükeniyor, bazen devam ediyorlar.

Son olarak 200-300 bin yıl önce günümüz insanını oluşturan modern insan (homo sapiens) yine doğu Afrika'da ortaya çıkıyor.

85.000 yıl önce modern insanlardan bir grup Afrikadan çıkıp yayılmaya başlıyor. Genetik araştırmalarla desteklenen yayılma Afrika'dan Kızıldeniz'in geçilmesiyle Ortadoğuya ve Hint okyanusu kıyılarını takip ederek Hindistan ve Çin'e kadar uzanıyor.

74.000 yıl önce insanlık tarihindeki en büyük volkanik patlama Sumatra adasında Toba'da oluyor. Dünya atmosferinde oluşan volkanik kül tabakası iklim değişikliğine yol açıyor. Bu olay insan nüfusunda da önemli bir azalmaya yol açıyor (bin ya da 10 bin çifte kadar iniyor).

Bu felaket sonrası yayılma devam ediyor. İnsanlar 65.000 yıl öncesinde Avustralya kıtasına ulaşıyorlar.

Avrupa kıtasına yayılma 52.000 yıl öncesine uzanıyor. Göçlerde izlenen muhtemel rotalar var. Bu rotalardan bir tanesi Mezopotamya'dan başlayıp Anadolu üzerinden geçiyor. Diğer rota ise İndus'tan Kaşmir üzerinden Rusya Avrupa'sına ve oradan Avrupa içlerine ilerliyor. Rotaların kökenini Kafkasya olarak tanımlayan görüş de mevcut.

Orta Asya'ya göçler 45.000 - 40.000 yıl öncesinde 4 muhtemel koldan oluyor. Bu göçler kaynağını Hint-Pasifik kıyılarından (batı,güney,doğu) ve Rusya'dan alıyorlar. Rotalar; Himalayalar'dan ipek yolu boyunca doğuya, Burma'dan Tibet'e doğru kuzeye ve Çin'den ipek yolu boyunca batıya şeklinde. Son rota ise kuzeybatıdan yani Rusya'dan doğuya doğru.

25.000 - 22.000 yıl öncesinde de Amerika kıtasına geçiliyor. Göçler kuzeydoğu Avrasya steplerinden ve Asya'nın doğu kıyılarından gerçekleşiyor. Su seviyesi alçak olduğundan Bering geniş bir kara ve iklim olarak da buzul döneminde ılıman bir sığınak. Dolayısıyla bu bölge geçiş alanını oluşturuyor.

Bu yayılma sonucu gidilen yerlere daha önceden gelmiş olan farklı insan türleri ise ya zaman içinde doğal olarak ya da yeni gelenlerin baskısıyla yok oluyorlar. Örnek olarak neanderthal insanı Afrika'dan Avrupa'ya geçen insanın 350 bin yıl öncesinde oluşturduğu ve 30 bin yıl önce Avrupa'ya göç eden modern insanının baskısıyla yok olan bir kol.

Bu göçlerle yayılmalar sonrasında son buzul çağına giriliyor. 26.500-19.000 yıl öncesinde en soğuk dönemleri yaşanan buzul çağı sonrasında iklimin tekrar ısınması ise 12.000-10.000 yıl öncesine kadar sürüyor. Buzul dönemi insan toplulukları için Toba felakati sonrasında en zor dönem oluyor. Nufüs büyük oranda azalıyor. Geri kalanlar sıcak bölgelerde ve belli sığınma bölgelerinde toplanıyorlar. Avrupa'da Akdeniz kıyılarında İtalya, İspanya, Güney Fransa'da ve Ukrayna'da toplanmalar oluyor. Orta Asya'dan da batıya Ukrayna'ya, güneydoğu Asya ve Çin'e, Kore ve Japonya'ya belli bölgelere sığınılıyor.

Buzul çağı sonrasında ise M.Ö. 10.000 civarında başlayan bir tarih günümüze kadar gelen son dönemi oluşturuyor. Toplanmış oldukları yerlerde çoğalan ve tekrar yayılan insanların bundan sonraki maceralarında iklim ve coğrafi koşullar yine önemli rol oynuyor. Farklı koşullarda farklı toplulukların karakterleri oluşuyor. Medeniyet yolundaki gelişmeler konusunda da yine koşulların uygunluğu farkı oluşturuyor.

İlk yerleşik topluluklar, şehirlerin oluşması ve sonrasında medeniyetlerin hukuğu, sanatıyla ortaya çıkması birbirini izleyen bir süreç oluşturuyor. Tarım ise bütün bu gelişmenin tetikleyicisi.

Tarım ilk olarak Mezopotamya'da başlıyor. Mısır, Doğu Akdeniz, Hindistan İndus Vadisi de Mezopotamya ile birlikte ilk gelişmelerin yaşandığı ve daha hızlı ilerleyen bölgeler olarak beliriyor. Sümer ve Mısır'da yazının da geliştirilmesi ile daha düzgün takip edebildiğimiz dönemlere M.Ö 3000 civarında giriliyor.

MÖ 2000-3000 arasında medeniyetin parladığı ilk bölgelere Anadolu, Ege ve Çin katılıyor.  Bu dönemde Orta ve Güney Amerika'da da tarım başlıyor.

MÖ. 1000 civarında Yunanistan, İtalya ve Orta Avrupa gelişmelerin kendini belli ettiği bölgeler oluyor.

Orta Asya toplulukları MÖ 200 civarında varlıklarını hissettiriyorlar. MS 400 civarında ise Japonya'da hareketlenme yaşanıyor.

Bir yandan gelişmeler yaşanırken insan topluluklarının hareketi de artarak devam ediyor. Daha uygun koşulların aranmasına yönelik göçler ve yayılma amaçlı seferlerle hareket eden topluluklar zaman içinde her yere yayılıyor ve karışıyorlar.

Bu bölgelerde öne çıkan adını duyduğumuz devlet ve milletler olarak Sümer, Akad, Babil, Asur, Elam, Antik Mısır, İndus, Hatti, Hitit, Minos, Miken, Fenike, Mitanni, Antik Çin, Olmek, Çavin, Kuşi, Aksum, İbrani, İskit, Kelt, Urartu, Med, Lidya, Pers, Maya, Etrüsk, Kartaca, Part, Nazca, Hun, Roma, Sasani, İnka, Selçuklu, Moğol, Aztek, Mali, Osmanlı sayılabilir.

Büyük resme bakmak açısından faydalı olduğunu düşündüğüm bu özetten sonra buradan referansla daha küçük parçalara daha detaylı bakılabilir. Sonraki yazılarda...

Soru ve Yorum 

Tarihe ilişkin yukarıda aktarmaya çalıştığım şu an kabul gören bilgileri edindikten sonra takıldığım noktalar, cevap aradığım sorular oluşuyor.

En önemli soru işareti boşluk ve kopukluk olarak niteleyebileceğim dönemlere dair.
Yaklaşık 2 milyon yıldır insanlar yeryüzüne dağılıyor ve yaşıyorlar ama modern insan dediğimiz insana kadar bir varlık gösteremiyorlar. Yani 2 milyon yıl avcı ve toplayıcı olarak yaşıyorlar. Aletler yapabiliyorlar, vahşi hayvanlarla başa çıkıp onları avlayabiliyorlar, ölülerini çiçeklerle gömüyorlar ya da hastalarına bakıyorlar ama daha ilerisi yok.
Hadi modern insan daha zeki daha yetenekli diyelim. Konuşabiliyor ve iletişim daha yoğun olduğu için daha üstünler diyelim. Bu insanlar da 100 bin yılı aşan bir süre Afrika'da avcı toplayıcılar. Sonrasında yayılıyorlar ama değişen bir şey olmuyor. Dünyanın her yerine yayılma başarısı gösteriyorlar ama medeniyet namına bir varlık yok. Buzul devrini de atlatıyorlar ve 200 bin yol boyunca yapamadıklarını yapmaya başlıyorlar. Tarımı keşfediyorlar ve hızla gelişiyorlar. Görünen şu ki tarım da farklı bölgelerde bağımsız olarak keşfediliyor. En azından Amerika'da bağımsız olarak aynı başarıyı gösteriyorlar.
Yani ne oluyorsa bu buzul çağından sonra oluyor. Burada şu soru gelişiyor. Bunca süre gerçekten medeniyet gelişmiyor ise ne oluyor da bu kadar kısa sürede talih dönüyor? Ya da daha öncesinde de medeniyet bizim kabul ettiğimizin ötesinde yaşandı da bizim mi bilgimiz yok? İkinci olasılık sanki daha makul. Bilim dışındaki kaynaklarda da bu yönde söylemler  bolca mevcut. Bilmin de aynı doğrultuda deliller bulması gerektiğini düşünüyorum. Hiç iz kalmamış olması mümkün değildir herhalde.

Yine aynı konuya ilgili olarak bazı medeniyetlere dair bilgiler de düşündürücü. Mesela Sümer medeniyetini kuran insanların bölgenin yerli ırkı Sami ırkından olmadıkları buraya başka bir bölgeden geldikleri biliniyor ama nereden geldikleri bilinmiyor. Acaba niye geldikleri yerde bu medeniyeti oluşturamadılar? Ya da Ortadoğudaki yerli halklar niye bu uygun ortamda benzer bir medeniyete ulaşamadılar? Yani bir yerlerden bir topluluk geliyor ve üst düzey bir medeniyeti kısa sürede oluşturuyorlar ve sonrasında etkileri devam ediyor ama aynı gelişim ivmesi yaşanmıyor.
Bu örnekte olduğu gibi farklı örneklerde de benzer durumlar var. Belli devirlerde orjinal medeniyetleri kuran toplulukların öncesine dair çok bilgi yok. Ortaya çıkıyorlar, şaşırtıcı ilerlemeler kaydediyorlar ve sonrasında yaşanan devirlerde o seviyeden çok daha gerilerde kalınabiliyor. Yani sürekli ilerleme modeline pek uymayan bir durum var gibi. Bu da yine bu toplulukların öncesine ve gelişimine dair esksik bilgilerimiz olduğunu gösteriyor diye düşünüyorum.

Diğer bir konu belki biraz benzer şekilde kökenin coğrafyasına ilişkin. Modern insana giden gelişim hep Afrika'da yaşanıyor. 2 milyon yıl boyunca farklı ve daha gelişkin insanlar için köken hep Afrika. Ama sonrasında Afrika'da ciddi bir gelişim göremiyoruz. Modern insan oluşmasını sağlayacak bir ortam var fakat gerisi gelmiyor. İnsan Afrika'da yapamadığını Afrika dışında yapıyor. Son 10 bin yılda Afrika dışındaki koşullar elverişliydi denebilir. 2 milyon yılda bu şartlar Afrika'da hiç mi oluşmadı? Ya da Afrika dışında hiç mi oluşmadı? Kısacası köken gerçekten Afrika mı? Eğer öyleyse Afrika'da daha fazlasının olması gerekmiyor mu? Var da henüz bulunamadı mı?

Bunların dışında modern insandan önceki insanlarla ya da göçlerle ilgili çokça soru üretilebilir ama üst düzeyde kalalım çok derine gitmeyelim. Burada bitirelim.

2 yorum:

  1. Diğer iki soru için uzun uzun tartışmak lazım ama son Afrika için bir yorumum var. Afrikada neden ilk insanlar çıkıyor neden buradan yayılıyor çok teknik bir mesele belki ama Afrikada medeniyetin gelişmemesi bir nebze açıklanabilir. Afrikanın coğrafi yapısı, çöller kuzayindeki dağlar afrikayı bence biraz kapalı bir bölge olarak tutuyor. Tamam insanlar buradan çıkıyo ama sürekli alışveriş için uygun bir yer olamıyor. TAbi burada insanlar çıktıktan sonrada coğrafyanın şekillenmesi de etkin olabilir. Ama medeniyetin başladığı yer mezepotomya bu gelişim için çok uygun. Hem her yerle irtibat kurabiliyor, hem tarım için mükemmel hem evcilleştirilebilir hayvan var(bu çok önemli sonuçta sadece bu medeniyetleri bitirebiliyo bakınız; inkalar). daha ne olsun. zaten medeniyet buradan yayılıp gidiyor amerikayı ve avusturalyayı saymıyorum orayı zaten avrupalılar bitiriyor. Afrikayada yine coğrafi nedenlerle pek uğramayıp afrikayı bu gelişim işinde arkada bırakıyorlar. özetle bu şekilde bir sebep afrikayı geri bırakması açısından bana makul geliyor.


    Bu arada bu tip yazıların devamını bekliyoruz :)


    (neden id miz olmadan yorum yapamıyoruz??)

    YanıtlaSil
  2. bulunan bazı aletler var , yaşı onbinlerce yıllık ve müthiş teknoloji içeriyor, yani 10000 yıldan daha eski ve bilinen o ki o zamanlarda kesinlikle öyle bir teknoloji yok.

    dört ihtimal var bunun olabilmesi için
    1. zaman yolculuğu
    2. çok gelişmiş uygarlıkların bundan önce de var olduğu . matrixteki birden fazla zion gibi, zamanla yok olup tekrar gelişiyor insanoğlu
    3. uzaylılar
    4. Allah (bilimsel olmadığı söylenir, ancak yaratılış teoremi > evrim teorisi, olasılık hesabından)

    YanıtlaSil