KÜNYE
Süre : 3 gün
Rota : Los Angeles
YOL HİKAYESİ
LOS ANGELES
Cuma günü kahvaltıdan sonra yine yollardayız. Hedef Los Angeles. Vegas'ın çıkışında ucuz olduğu söylenen outlet mağazasına uğruyoruz. Ucuz giysiler var. Biraz alışveriş yapıyoruz ama zaman az. Birşeyler yiyerek çıkıyoruz. Yine taşlık kayalık bir arazi üzerinde otobandayız. Karşı yönden gelen araç kalabalığı hafta sonu için Vegas'a akıyor. Akşam oluyor, daha çok yolumuz var. Aslında biraz da yanlış giderek yolumuzu uzatıyoruz. Bizi San Diego'ya götüren otobandan ayrılarak karanlık, dar bir ara yoldan Los Angeles sınırlarına giriyoruz. Los Angeles'da kalacağımız otele ulaşmak da bayağı zaman alıyor ama navigasyon hayat kurtarıyor. Şehir içersinde de yollar karanlık ve çok tenha. Otel old town denilen eski şehir merkezinde. Buralar gerçekten de eski. Biraz tedirginiz. En sonunda binaların arasındaki otelimize ulaşıyoruz. Otel biraz izbe, tedirginlik devam ediyor ama yorgunluğa yenik düşüyoruz.
Şehir Turu
Cumartesi günü programımız yoğun. Gece otelin resepsiyonundan ayarladığımız tur için sabah Hollywood bulvarına gidiyoruz. Rehberimizle buluşup otobüse binip tura başlıyoruz. İlk durağımız çok yakındaki konser alanı hollywood bowl. Çok büyük ve görkemli ortam.![]() |
hollywood bowl |
![]() |
hollywood bulvarı-1 |
![]() |
kodak tiyatrosu |
![]() |
chinese tiyatrosu |
Hava iyice ısındı, tekrar otobüse biniyoruz. Bulvarın sonundan sola kıvrılıyoruz, Sunset Strip'teyiz. Yol boyunca cafeler, klüpler sıralanıyor. Her birinin bir hikayesi var. Rehber sürekli anlatıyor, her bir yerin bir ünlüyle ilişkili hikayelerini peş peşe sıralıyor. Brad Pitt'in garsonluk yaptığı mekanı, iron man filmindeki malikhaneyi ve elm sokağını da görüyoruz. Yolun devamında artık evler başlıyor, beverly hills'deyiz. Evler, bahçelerin içinde biblo gibi, bakımlı ve gösterişli. Kimseler yok, her yer çok sakin.
![]() |
beverly hills |
Arabayla yolun bizi götürdüğü yere devam ediyoruz. Ağaçların arasında müthiş lüks malikaneler ihtişamlı ama yine ortalıkta yaşam belirtisi ve insan yok. Otobana çıktığımızda Universal Studios'a çok yakınız. Bilet almak için gidiyoruz, park yerini ve bilet alacağımız yeri bulmak zor oluyor ama başarıyoruz. Gün halen bitmedi, Beveryly Hills'e tekrar gidiyoruz. Bu sefer arabadan inip sokaklarda dolaşıp, bu birbirinden güzel evleri yakından inceliyoruz. Akşama doğru aklımızda son bir yer daha var, Griffith parkına ve gözlemevine gitmek. Buradan da şehrin ayaklarınızın altında olduğu ve güzel bir de yemek yeme şansınızın bulunduğu söyleniyor. Yine navigasyona kuvvet dolaşıyoruz LA'de. Bu sefer olmuyor, bulamıyoruz. Gece karanlığı, yorgunluk ve Gülay otele dönmemiz için beni ikna ediyor ve dönüyoruz.
Universal Studios
Pazar günü bütün günü Universal Studios'a ayırıyoruz. Saat 10 gibi oradayız. İlk olarak stüdyo turuna katılıyoruz, tren vagonu şeklinde gezi arabalarından birindeyiz ve gezimize başlıyoruz. Stüdyo binalarının arasından geçiyoruz. Sonrasında dış mekanlarda dolaşıyoruz. Seyrettiğimiz filmlerin çekildiği gerçeklerinin kopyaları ortamlardayız. Bir batı kasabası dekorunun ortasında durduğumuzda ise önce yağmur yağdırılıyor, sonrasında ise sular seller üzerimize geliyor ve gezi arabasına çarparak bizi film heyecanının içine katıyor. Aynı heyecanı girdiğimiz metro istasyonunda yaşanan patlamalar, üzerimize kayan tanker ve su baskınıyla tekrar yaşıyoruz. Diğer bir tünelde karanlıkta böcek istilasını yaşıyoruz. Heyecanın doruk noktasına ise king kong tünelinde üç boyutlu olarak aracımıza saldıran goriller ile yaşıyoruz, çok gerçekçi. Uzun bir gezi boyunca filmlerden tanıdık bir sürü ortam, araç gereci görüyoruz, gerçekten daha başlangıçta iyi ki gelmişiz dedirtiyor. Turu umutsuz ev kadınlarının seti, deniz sahnelerinin çekildiği yapay göl, uçak kazası ortamı ile tamamlıyoruz.İkinci durağımız jurassic park. Uzun bir kuyruk var. Sonunda botumuza biniyoruz ve jurassic parkı aratmayacak bir ortamda ilerliyoruz. Sakin başlayan yolculuk ufak bir şelaleden dökülmemizle adrenalinin dozu yükselerek bitiyor.
Mumya ile devam ediyoruz. Yine bir araçtayız. Yine önce yavaştan başlıyoruz, sonra giderek hızlanıyoruz ve zifiri karanlıkta aniden duruyoruz. Son sürat geri gidiyoruz. Çıktığımızda sersemlemiş durumdayız. Biraz tempoyu düşürmemiz gerekiyor. Film hilelerini izlediğimiz bir özel efektler şovuna katılıyoruz. Yemek molası sonrasında terminatördeyiz. 3 boyutun nasıl bir şey olduğunu anlıyoruz, nerdeyse filmin içersindeyiz. Üç boyutun ötesine geçip shrek'i izliyoruz. Hızımızı alamayıp Simpson Ride'da bir kabinin içersinde boyutlar arasındaki yolculuğumuza devam ediyoruz. Son olarak Waterworld şovundayız. Gerçek bir aksiyon filmini yaşıyoruz ve eğleniyoruz.
Akşam oluyor ve nasıl olduğunu anlamıyoruz. Bir gün bu kadar dolu geçebilirdi. Keyifli bir şekilde otelimize geri dönüyoruz. Los Angelas'a ayırdığımız iki gün bitiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder